Pazarlama doğru zamanda, doğru yerde, doğru ürünle bulunabilmektir, der literatür. Buna bir de doğru ve güncel mecrada bulunmayı da eklemeliyiz. Internet’in 2000 yılı itibari ile hayatımıza girmesi birçok değişikliği de beraberinde getirdi. Yeni kavramlarla tanıştık. Yüzyılın hızından etkilenerek, bu yeni kavramlarla içli-dışlı olmamız uzun sürmedi.
Önceleri tabelası her şeyi olan firmalar, bilgisayara olabildiğince uzak yaşamakta idiler. Sonra sonra web sitesi olmayınca kendini daha çok kitlelere tanıtmasının mümkün olamayacağını gördü.
Baştan savma olduğuna kanaat getirilen web siteleri zaman içinde sürekli değişikliğe uğradı.
Firma dünya ile arasındaki tüm sınırları kaldıran bu Internet kavramını çok sevdi.
Önceleri müşterilerine telefon, faks, mektup yolu ile ulaşırken, bu enstrümanlara e-mail ve e-bülteni de ekledi. Hem daha çok insana ulaşılabildiği hem de daha ucuz hatta maliyetsiz olduğu için en çok tercih edilen enstrüman olmayı başardı.
Madem trend buydu, o halde ticaret online ortama taşınabilir miydi? Evet! O da oldu. Kitap ve CD ile başlayan e-ticaret yolculuğu, aranan her ürünü ve hizmeti bir “tık” mesafesine indirgedi.
2005 ile birlikte blog denilen web günlükleri arz-ı endam etmeye başladı. Bu günlükleri web sitelerinin statikliğine bir alternatif olarak kullanmaya başladı. Her ne kadar kişisel bir uygulama gibi algılansa da firmalar da bloggingi lehine kullanmayı bildi. Hedef kitlesi ile dinamik, enerjik, etkileşimli, samimi bir buluşma yeriydi şirket blogları.
Online ortamın nimetlerini reklam konusunda da iyi kullananlar oldukça kârlı sonuçlar aldılar. Advergaming kavramıyla tanışıldı. Online ortamdaki oyunların içindeki reklamcılık diyebileceğimiz advergaming, kullanıcılar belki de ilk defa reklamlardan bu kadar eğlendiler.
Comment here