İslam aleminin yalınayaklı evliyasıdır O. Ömrünün en güzel yıllarını içkinin meş’um kollarında geçirmiş ve bu alışkanlığı nedeni ile annesini çokça üzmüştür. Ancak bu delikanlı hidayete erdikten sonra tarihe öyle bir düşmüştür ki, laf edene aşkolsun. Kim mi? Bişr-i Hafi. Bu güzel insanın vefatından sonra kızkardeşi devrin kadısının yanına varır mahçup mahçup. Der ki;
– Ben Bişr’in kızkardeşiyim. Geçimimi yün eğirip satarak temin ederim. Akşamları evimin yakınlarından gece bekçileri ellerinde lambalarla geçerler. Ben de onların aydınlığından istifade eder, yünümün bir kısmını da akşamları böylece eğiririm. Şimdi sormak isterim ki bu yaptığım ile harama girmiş olur muyum?
Kadı Efendinin gözleri dolar. İnceliktir, takvadır(Son günlerde adını sıkça duyduğumuz bir film adı) bayanın sergilediği. Yine de cevap daha incedir. Kadı der ki;
-Haram değildir lakin Bişr’in evine bu da yakışmaz!
Sözümüz meclisten biraz içeri birazda dışarı. Şu wi-fi teknolojisinin çıkması pek güzel oldu. Bizleri kabloların sıkıntılarından kurtardı. Kurtardı ya yeni bir sıkıntıyı da peşinden getirdi. Konu-komşunun Internet hizmetinden, eğer şifre koymamışlar ise bedava yararlanabiliyoruz. Teknoloji muazzam bir şey. Lakin, bu muazzam durumun ucu harama dayanır gibime geliyor. Diyanet İşlerine de sormak lazımdır ya, ben yine de derim ki ADSL ve Internet bağlantı hizmetleri bu konuya bir el atsa neler olur neler. Haksız mıyım aziz kaari?