Bu yıl altın küreyi 4 dalda kucaklayan bu filmin, izleyenlerin zihnindeki kovboy imajını paramparça edeceğini düşünüyorum. Yönetmen “aşk”ın kendisini kutsallaştırırken, hangi bedende can bulacağının önemi olmadığını vurgulamasına tanıklık ediyor insan. Film boyunca “işte aşk bu” zihnimi esir alırken, film bitiminde, ” ya dur biraz! ben erkek arkadaşımı ya da kocamı bir başka erkekle aşk yaşarken düşünemiy….” cümlenin sonu gelmeden midem bulanıyor. Elimde olsa Ang LEE’ye ve oyuncularına bir ödül de ben verirdim. En İyi Cesaret Ödülü. Bir kıtadan başka bir kıtaya, bir imajı parçalamak için gelmiş olan senaryosuna hayat verirken, acaba bu silah geri teper mi, riskini iplemediği için. Dallas’ın JR’ı ve dahi nam-ı değer Malbora’nın Kovboy’u adı menem bir dağda, çobanlık mesleği icra edilirken bir aşka kurban gitmiştir.
Comment here