Dün öylece oturmuş sizin soyadınızı taşıyan kahvemi yudumluyordum Ron Jacops.. -Allah biliyor ya, kahvelerden aroması Kenya olanı, çaylardan earl grey’i pek severim.- “Dünya bu zulme seyirci kalıyor” yazınızı okumaktaydım. Birden kaskatı kesildim, ağlayamadım ve Şeker Portakalı’ndaki Zeze’nin dediği gibi, başımı bir yandan öteki yana çevirme gücü bile bulamadım. İçim acıyla doldu. Belli ki dünyanın elinden hiçbir şey gelmiyordu. Ya benim? (Ya sizin, diye yüklenmek niyetinde değilim.)
Ben burada pazar-lamaca oynarken, başka birileri, bir yerlerde öldür-mece oynayarak misilleme yapıyor zamana. Acımasız bir oyun. Benim buradaki her kelimem adedince insan öldürülüyor-hiç sebepsiz- bazı coğrafyalarda. Tüm pazarlama departmanlarındaki çalışanları, bu işe gönül vermişleri, guruları toplasak bir yere; konuşsak,konuşsak, konuşsak… Durduracak fikirler çıkarır mıyız dersiniz, ölüm kusanlara karşı? İstediklerini elde edecekleri başka mecralar sunsak, ellerini çekerler mi çocuklardan?
Yazıda deniyordu ki; (Bu yazıyı Zaman için kaleme alan Ron Jacobs, bölge uzmanı, analist. The Way the Wind Blew: A History of the Weather Underground, The Catholic church and U.S. flag, Backdoor Waikiki kitaplarının yazarıdır.)
“Filistinlilerin günlük öldürülmeleri bir ceza ve ezanın nakaratı haline dönüştü. Gazze’den gelen haberler, öğrencilerin okula gidemediğini ve her sabah okula gitmek için çabalayan bu çocukların İsrail askerleri tarafından tehdit edildiği yönünde. İsrail tarafından yürütülmekte olan son saldırı kampanyası, kaçırılan bir askerin serbest bırakılmasıymış gibi gösteriliyor; oysa Gazze’ye ne gıda veriliyor, ne gaz ne de ısıtma kaynağı. Bunun anlamı, yiyecekler buzdolabında bozulduğunda, ki son iki gündür İsrail’in bombalamaları nedeniyle kentte elektrik yok) geriye yiyecek olarak sadece tahıl taneleri ve baklagiller kalıyor. Elbette, bu iki yiyecek grubunun da pişirilmesi gerekmektedir; ancak gazsız ya da yakıtsız, pişirme de mümkün değil. Kendinizi, büyük ve kalabalık bir şehirde yaşarken istediği zaman ateş edebilecek şekilde konuşlanmış yabancı askerler tarafından kuşatılmış olarak hayal edin. Helikopterler ve savaş jetleri evinizin tepesinde uçuyor. Evde para yok, hatta varsa bile, bunu harcayabilecek yerler kısıtlı. Çocuklarınız çoktan evlerini ve ülkelerini yabancı işgalcilerden koruyabilecek yaşa gelmiş durumda. Eve dönüp dönmeyeceklerini asla bilmiyorsunuz. Saldırılar sürdüğü için uyumak imkansız. Bir sonraki yemek ihtimali belirsiz…
Dünya, Filistin’in yaşadığı dramı sadece izliyor “
Sadece izlemek ve bir müddet sonra duyarsızlaşmak.
Allah’ım Filistin’i koru.
Mazlumu koru.
Masumu koru.
Çocukları koru.
Hala hissedip yazabiliyorken, beni ve insanların içinde insanlardan bir insan olanları koru.
AMİN.
Comment here