Konu başlığımız oldukça basit ancak içine girince kazın ayağı değişiyor.Nedense kolay dediğimiz her şey bir müddet sonra zorlar arasına giriyor ki,bununla ilgili kısa bir hikayeceik anlatalım.Anlatalım ki,olayı daha iyi kavarayalım.Adamın biri yeni hamallık yapmaya başlar.İşin ehli bir pir-i fani(yaşlı demek istedim)de ilk günden beri onun yanındadır.Genç adam güçlü,kuvvetli,çevik biraz da tez canlıdır.Yükü sırtlar sırtlamaz
-Yürü hadi beyamca,yolumuz uzun,der.Yürürler.Yaşlı hamal,
-Evladım az dur bi soluklanalım,der.Genç hamalsa,
-Daha yeni başladık.Ne dinlenmesi,deyip ilerler.Yaşlı hamal bir müddet dinlenip yola devam eder.Genç hamala yetişir ve seslenir,
-Evladım gel azıcık dinlenelim.
-Yahu beyamca,ben yorulmadım.Hem yol uzun,der ve ilerlemesini sürdürür.Yaşlı hamal gayet rahat tavrıyla biraz daha dinlenip yola koyulunca,genç hamala yetişir.Bakar ki,hızı kesilmiş,terden sırılsıklam olmuş.Seslenir seslenir de bu kez genç hamal durmaz da devrilir adeta.Yaşlı hamal;
-Gel azıcık dinlenelim.Bak oğlum,ben bu işi yıllardır yapıyorum.Yol ne denli uzun,yük ne kadar ağır olursa olsun taşıdım.Ama taşırken şunu öğrendim.iflahın kesilmeden evvel azıcık soluklanacaksın,dinleneceksin.Güçlü olmak demek,yükü yerine ulaştırmak ama vücut sermayeni de korumaktır.Bundan sonra bu işi yapmak istiyorsan bu sözlerimi iyi belle.
Aslında zor yoktur.Zor’u bölümlere ayırıp kolay kılmak yine bizim elimizdedir.Dinlene dinlene işleri yaparsak,tüm zorlar kolaya inkılab eder.
İlerleyen yazılarım da sadece kendi kolaylaştırma öykülerimi anlatacağım.Çünkü ebn her şeyin kolay olduğunu düşünenlerdenim.
Comment here