Pixar’ın hikayesini biliyorsunuzdur. Sevgili Steve Jobs Apple’ın kurucularındandır. Ancak bir takım gelişmeler sonucu Apple’dan istifa eder. Kendi kurduğu şirketten gitmesi istenir daha doğrusu. Zor günler geçirir, içi daralır ve tam da bu dönemde Pixar Animasyon Stüdyoları’nı satın alır. Öyle güzel işler çıkar ki ortaya, Walt Disney Pixar’a talip olur. Arada bir de NEXT (iş dünyası için bilgisayar platformu üretir)’i kurar. NEXT’le birlikte yolu tekrar Apple ile buluşur. Çünkü Apple, Next’i bünyesine katar. Bu durumda Steve Jobs’da elmasına kavuşur. Son harikaları ipod ve iphone’la birlikte Apple büyük atağa kalkar. Artık; tasarım demek Apple demek, Apple demek tasarım demek, dersek yanlış olmaz.
Geçen haftalarda sağlık durumu kötüye giden Jobs, şirketten ayrıldı. Pankreas kanseri olduğunu meşhur Stanford Üniversitesi mezuniyet konuşmasında dile getirmişti. Dediğine göre yerini dahi bilmediği bir organı olan pankreasında beliren kanserden sonra hayata daha başka bakmaya başlar. Bir süre sağlık durumu iyi gitse de bu hastalığın şimdilik kimseyi affetmediğini acı tecrübelerle öğrenmiş biriyim. Steve Jobs’ı seviyorum. Tasarımı bu denli hayatımıza soktuğu için değil. Mücadelesi, üretkenliği için. Acil şifa dileklerimle.
Bu filmi çok sevdim. Küçük, büyük herkesin gönlünü çalacak kısacık animasyon bir film.