Paşabahçe’nin Taksim’deki şubesine gittim geçen hafta. Yanımda ofis yöneticim vardı. Ofis için bir eşya alacaktık. Camın güzelliği içinde kendimizi kaybetmiştik. Aa! şu daha güzel, bak burada ne var, cümleleri ile mağazayı dolaşırken bir şangır şungur sesi ile irkildim. Sola döndüğümde yöneticimin kubbe şeklindeki kapağı ile çok beğendiği şekerliği düşürüp kırdığını gördüm. Ucuz bir ürün değildi. Neyse dedik; kırdık, öderiz.
Elinde süpürge ile bir görevli geldi yanımıza. Gülümseyerek yerdeki kırıkları topladı ve gitti. Biz bir şekerlik alarak kasaya yöneldik. Kırdığımız şekerliğin parasını ödemek istedik ama ödemeyeceğimizi, sadece satın aldığımız ürünün parasını ödememizin yeterli olacağını belirtti kasiyer.
Bu davranış öyle hoşuma gitti ki, Paşabahçe‘ye kocaman bir aferin vermek istedim:)